
Şirketinizi kurarken karşınıza çıkacak yasal zorunluluklardan biri de asgari sermaye şartıdır. Türkiye’deki mevcut düzenlemelere göre, bir limited şirket kuruyorsanız en az 50.000 TL, anonim şirket kurmayı hedefliyorsanız ise en az 250.000 TL sermaye göstermeniz gerekiyor. Bu rakamlar, şirketinizin ticari hayata atılırken sahip olması gereken minimum finansal gücü temsil eder.
Şirket kurma yolculuğuna ilk adımı atarken “sermaye şartı” kavramı, çoğu zaman göz korkutan, aşılması gereken bir yasal engel gibi algılanır. Ama aslında bu, hikayenin sadece bir yüzü. Gelin, olaya farklı bir açıdan bakalım: Sermayeyi, bir arabanın yola çıkabilmesi için deposunda olması gereken ilk yakıt olarak düşünebilirsiniz.
Bu finansal temel, sadece kanuni bir gerekliliği yerine getirmenin ötesinde, işinizin ilk adımlarını sağlam atmasını sağlar. Şirketinizin ofis kirası, faturalar gibi operasyonel giderlerini karşılamak, ilk ürün stoğunuzu oluşturmak ya da o çok önemli ilk pazarlama kampanyasını başlatmak için gereken nakit akışını işte bu sermaye sağlar.

İlk bakışta bir maliyet kalemi gibi dursa da şirket sermayesi, aslında işletmenizin dış dünyaya verdiği ilk ve en güçlü mesajdır. Yeterli bir sermaye yapısı; potansiyel iş ortaklarınız, mal alacağınız tedarikçiler ve en önemlisi bankalar nezdinde ciddi bir güven oluşturur. Finansal olarak işe sağlam bir başlangıç yaptığınızı gösterir ve bu da ileride ihtiyaç duyabileceğiniz kredi ve finansman olanaklarına erişiminizi kolaylaştırır.
Bu nedenle, şirket kurma sermaye şartı bir engel değil, tam aksine işinizi en başından itibaren koruyan bir tür kalkandır. Bu şartı doğru anlamak ve stratejik bir şekilde yönetmek, uzun vadeli başarının temellerini atmak demektir.
Sermaye, bir işletmenin sadece yasal defterlerdeki bir rakam değildir; o, şirketin ticari hayattaki dayanıklılığının, esnekliğinin ve büyüme potansiyelinin somut bir göstergesidir.
Artık bu konunun temellerini sağlam bir şekilde attığımıza göre, şimdi limited ve anonim şirketler için bu şartların pratikte nasıl işlediğini ve hangi adımları izlemeniz gerektiğini adım adım keşfedelim. Bu süreçte aklınıza takılabilecek tüm detayları birlikte netleştireceğiz.
Türkiye’de bir iş kurma hayali kuran KOBİ’ler ve girişimciler için limited şirket (LTD), genellikle ilk akla gelen ve en çok tercih edilen yapı oluyor. Bunun en temel nedeni, sunduğu esneklik ve daha yönetilebilir olması. Eğer siz de bir limited şirket kurma yolundaysanız, atmanız gereken ilk ve en kritik adımlardan biri, şirket kurma sermaye şartı konusunu tüm detaylarıyla anlamaktır. Bu, şirketinizin finansal yolculuğunun adeta başlangıç düdüğüdür.
Mevcut yasalara göre, Türkiye’de bir limited şirket kurabilmek için gereken asgari sermaye tutarı 50.000 TL olarak belirlenmiş durumda. Bu sermaye, ortakların paylarına göre dağıtılır ve her bir payın değeri en az 25 TL veya katları olmak zorundadır. Artık tüm bu kuruluş işlemleri, hem süreci hızlandıran hem de güvenliği artıran Merkezî Sicil Sistemi (MERSİS) üzerinden dijital olarak yürüyor.
Peki, girişimcilerin aklındaki o en can alıcı soruya gelelim: “Taahhüt ettiğim bu paranın tamamını şirketi kurarken kasaya koymak zorunda mıyım?” Neyse ki cevap, pek çok girişimcinin omuzlarından büyük bir yük alıyor: Hayır, zorunda değilsiniz.
Limited şirketlerde, taahhüt edilen sermayenin tamamının şirket tescil edilmeden önce ödenmesi gibi bir mecburiyet yok. Eskiden girişimcilerin nakit akışını epey zorlayan ve “sermaye blokajı” olarak bilinen uygulama artık tarihe karıştı. Bu değişiklik, iş kurma sürecini gerçekten çok daha kolay ve erişilebilir hale getirdi.

Yasal olarak, taahhüt ettiğiniz sermayeyi şirketinizin resmi olarak tescil edildiği tarihten itibaren 24 ay (yani tam iki yıl) içinde ödeyebilirsiniz. Bu esneklik, sermaye olarak ayırdığınız parayı, şirketinizin ilk günlerdeki acil operasyonel ihtiyaçları için kullanmanıza imkân tanır. Mesela ofisin ilk ay kirasını ödeyebilir, bilgisayar gibi temel ekipmanları alabilir veya işinizi duyurmak için pazarlama çalışmalarına hemen başlayabilirsiniz. Bu sürecin adımlarını daha iyi kavramak için 2025 yılına özel limited şirket nasıl kurulur rehberimize mutlaka bir göz atın.
Önemli bir not: Sermayeyi 24 ay içinde ödeme hakkınız olsa da, unutmayın ki bu bir taahhüttür ve şirkete karşı bir borcunuzdur. Ortaklar, söz verdikleri sermayeyi bu süre dolmadan şirkete ödemekle yükümlüdür.
Şirket sermayesi denince akla hemen nakit para gelse de, bu tek seçenek değil. Sermaye taahhüdünüzü iki farklı yolla yerine getirebilirsiniz:
Ancak ayni sermaye koymanın prosedürü biraz daha meşakkatli. Bu tür varlıkların gerçek değerinin, mahkemenin atayacağı bir bilirkişi tarafından resmi olarak tespit edilmesi ve hazırlanan bu raporun ticaret siciline sunulması gerekiyor. Bu nedenle süreç, nakdi sermayeye göre hem daha uzun sürebilir hem de ek maliyetler çıkarabilir. Bu seçenekleri değerlendirirken, işinizin başlangıç hızını ve bütçenizi mutlaka göz önünde bulundurun.

Büyük hedefleriniz varsa, ileride yatırımcılarla masaya oturmayı ya da halka açılmayı düşünüyorsanız, anonim şirket (A.Ş.) yapısı tam size göre olabilir. Ancak bu büyük hedeflere giden yol, daha sağlam bir finansal temelden geçiyor. İşte bu noktada A.Ş. için belirlenen şirket kurma sermaye şartı, limited şirketlere kıyasla daha net ve katı kurallar içeriyor. Bu kuralların asıl amacı, şirketinizin piyasadaki güvenilirliğini en başından itibaren tesis etmek.
Türkiye’de bir anonim şirket kurmanın kapısını aralamak için cebinizde olması gereken asgari sermaye tutarı 250.000 TL. Eğer halka açık olmayan ama daha esnek bir yapı olan ‘kayıtlı sermaye sistemini’ tercih ederseniz, bu rakam 500.000 TL‘ye çıkıyor. Bu rakamlar, A.Ş.’lerin finansal gücünü ve piyasaya, özellikle de alacaklılara verdiği güveni simgeliyor.

İşte anonim şirketleri, limited şirketlerden ayıran en keskin ve kritik fark burada başlıyor: sermaye blokajı. Şirketinizin resmi olarak tescil edilebilmesi için, taahhüt ettiğiniz nakdi sermayenin en az dörtte birini (%25) bir banka hesabına yatırmanız ve bu paranın bloke edildiğini gösteren banka mektubunu ticaret siciline sunmanız şart.
Diyelim ki 250.000 TL sermaye ile bir A.Ş. kuruyorsunuz. Bu durumda, kuruluş işlemleri başlamadan önce 62.500 TL‘yi bankaya yatırmanız ve bloke ettirmeniz gerekiyor. Şirketiniz tescil edilip resmi olarak “doğduktan” sonra bu bloke kalkar ve para şirketin kasasına girer, yani kullanımınıza açılır. Geriye kalan sermaye borcunuzu ise şirket tescilini takip eden 24 ay içinde ödemeniz beklenir.
Bir A.Ş.’de sermayenin bir kısmının en başta bloke edilmesi, şirketin sadece kağıt üzerinde var olmadığının, gerçek bir finansal güce sahip olduğunun en net kanıtıdır. Bu durum, tedarikçiler ve potansiyel yatırımcılar nezdinde sizi bir anda birkaç adım öne taşır.
Kayıtlı sermaye sistemi, özellikle hızlı büyüme hedefleyen, gelecekte yeni ortaklar almayı veya kolayca sermaye artırmayı planlayan A.Ş.’ler için adeta bir can simididir. Bu sistemde, şirket ana sözleşmesinde yüksek bir tavan sermaye (kayıtlı sermaye) belirlenir. Yönetim kurulu, bu tavana ulaşana kadar her seferinde genel kurul toplama derdi olmadan sermaye artırımı yapma yetkisine sahip olur.
Bu sistemin en büyük avantajları şunlar:
Bu sistem, A.Ş. yapısının sadece yasal zorunluluklardan ibaret olmadığını, aynı zamanda doğru kullanıldığında stratejik büyüme hamleleri için ne kadar güçlü bir araç olabileceğini de gösteriyor. A.Ş. kurma sürecinin diğer adımlarını ve genel tabloyu daha iyi anlamak için şirket nasıl kurulur rehberimize mutlaka göz atın.

Bir şirket kurarken bugün karşınıza çıkan sermaye kuralları, aslında bir gecede konulmuş zorunluluklar değil. Bu kurallar, yıllar içinde biriken ticari tecrübelerin, ekonomik dalgalanmaların ve yasal düzenlemelerin bir bileşkesi. İşin bu tarihsel ve yasal boyutunu anlamak, şirket kurma sermaye şartı dediğimiz kavrama çok daha bilinçli yaklaşmanızı sağlar. Çünkü bu şartlar, girişimcinin önüne konulmuş keyfi bir rakamdan ziyade, tüm ticari hayatın dengesini koruyan bir temel taşı gibidir.
Bu yasal çerçevenin ana mimarı ise Türk Ticaret Kanunu (TTK). Kanunun temel amacı net: Şirketler ticari hayata sağlam bir finansal adımla başlasın, alacaklılar ve iş ortakları güvende olsun, piyasada genel bir güven ortamı oluşsun. İşte bu yüzden Türkiye’de “sıfır sermayeli” bir limited veya anonim şirket kurmak yasal olarak mümkün değil. Asgari sermaye, en basit tabirle, şirketin işler kötü gitse bile minimum sorumluluklarını karşılayacak bir güce sahip olduğunun bir nevi ilanıdır.
Peki, bugünkü asgari sermaye rakamlarına nasıl ulaşıldı? Bu süreç, ülkenin ekonomik koşullarıyla ve KOBİ’leri destekleme politikalarıyla doğrudan bağlantılı. Özellikle limited şirketler için belirlenen asgari sermaye tutarı, Meclis koridorlarında epey tartışmalı bir yolculuktan geçti. Bu da aslında sermaye şartının ne kadar hassas bir dengeye oturduğunu gösteren harika bir örnek.
Türkiye’de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hazırlanırken, limited şirketler için masadaki ilk teklif 50.000 TL asgari sermayeydi. Ancak bu rakam, küçük ve orta ölçekli girişimciler için yüksek bir başlangıç engeli olarak görüldü. Tartışmalar sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu bu tutarı 25.000 TL’ye çekti. Son olarak, TBMM Genel Kurulundaki nihai görüşmelerde rakam 10.000 TL olarak kararlaştırıldı ve kanunlaştı. Bu yasal serüvenin detaylarını merak ediyorsanız, ilgili akademik makaleyi inceleyebilirsiniz.
Zaman içinde asgari sermaye tutarlarının güncellenmesi, aslında iki temel amaca hizmet ediyor: Enflasyon karşısında eriyen sermayenin değerini korumak ve şirketlerin ticari hayata daha donanımlı başlamasını sağlamak. Bu yasal zorunluluğun arkasındaki temel mantığı birkaç maddede özetleyebiliriz:
Kısacası, asgari sermaye şartını ticari ekosistemi ayakta tutan bir sigorta mekanizması gibi düşünebilirsiniz. Hem şirketin kendisini hem de onunla iş yapan diğer tüm paydaşları koruma altına alır. Bu yasal ve tarihsel arka planı bilmek, sermaye şartının sadece bir rakamdan ibaret olmadığını, arkasında sağlam bir ekonomik mantık yattığını anlamanızı kolaylaştıracaktır.
Harika bir iş fikriniz var, peki bu fikri hayata geçirmek için hangi yasal zırhı giymelisiniz? Şirket türü seçimi, tıpkı bir yolculuk için doğru aracı seçmeye benzer. Bazıları hız ve çeviklik için idealdir, bazıları ise daha fazla yük taşımak ve uzun mesafeler kat etmek için tasarlanmıştır. Bu kararı verirken şirket kurma sermaye şartı, en kritik yol göstericilerden biridir.
Tek başına hızla yola çıkmak isteyen bir freelancer ile ortaklı bir yapıyla büyümeyi hedefleyen bir girişimin finansal başlangıç noktaları birbirinden tamamen farklıdır. Bu yüzden şahıs, limited ve anonim şirketler arasındaki sermaye farklarını net bir şekilde anlamak, vizyonunuza en uygun yapıyı seçmenize yardımcı olacaktır. Hangi yapının sizin için daha doğru olduğunu derinlemesine anlamak için şirket türleri ve özellikleri hakkındaki rehberimize de göz atabilirsiniz.
Şimdi gelin, bu üç temel şirket türünün sermaye gereksinimlerini ve getirdiği esneklikleri bir tabloyla karşılaştıralım. Aşağıdaki tablo, sadece minimum tutarları değil, aynı zamanda ödeme kolaylıkları ve yasal sorumluluklar gibi kritik farkları da özetleyerek karar sürecinizi basitleştirmeyi hedefliyor.
Bu karşılaştırma, sermaye gereksinimlerinin sadece bir rakamdan ibaret olmadığını gösteriyor. Aslında bu rakamlar, şirketin esnekliğini, büyüme potansiyelini ve kurucularının ne kadar risk aldığını da doğrudan etkiliyor.
Şirket Türlerine Göre Asgari Sermaye Şartları Karşılaştırması
| Özellik | Şahıs Şirketi | Limited Şirket (LTD) | Anonim Şirket (A.Ş.) |
|---|---|---|---|
| Asgari Sermaye Şartı | Belirlenmiş bir asgari sermaye şartı yoktur. | 50.000 TL | 250.000 TL |
| Peşin Ödeme Oranı | Uygulanamaz. | Zorunluluk yoktur. | Sermayenin en az %25’i tescilden önce ödenmelidir. |
| Sermaye Ödeme Süresi | Uygulanamaz. | Tescilden itibaren 24 ay içinde tamamlanabilir. | Kalan sermaye borcu tescilden itibaren 24 ay içinde ödenir. |
| Kuruluş Kolaylığı | Çok kolay ve hızlıdır, genellikle 1-2 gün sürer. | Orta düzeydedir, noter ve ticaret sicili işlemleri gerektirir. | Daha karmaşıktır, banka blokajı gibi ek adımlar içerir. |
| Yasal Sorumluluk | Sınırsız Sorumluluk: Kurucu, tüm mal varlığıyla sorumludur. | Sınırlı Sorumluluk: Ortaklar, sadece taahhüt ettikleri sermaye ile sorumludur. | Sınırlı Sorumluluk: Ortaklar, sadece taahhüt ettikleri sermaye ile sorumludur. |
Bu tabloya baktığımızda resim netleşiyor. Düşük maliyetle ve minimum bürokrasiyle yola çıkmak isteyen bir serbest çalışan için şahıs şirketi neden bu kadar popüler, açıkça görülüyor. Öte yandan, ortaklı bir yapıyla riskleri dağıtmak ve büyümek isteyen bir girişim için limited şirket çok daha mantıklı bir seçenek. Büyük yatırım hedefleri olanlar içinse A.Ş., sunduğu yapısal avantajlarla ve sermaye piyasalarına açılma potansiyeliyle öne çıkıyor.
Şirketinizin ana sözleşmesinde sermayeyi belirleyip taahhüt etmek, maratonun sadece başlangıç çizgisidir. Asıl mesele, bu taahhüdü zamanında ve doğru adımlarla yerine getirerek yarışı başarıyla tamamlamaktır. Bu süreçte atlanacak ufak bir detay, ileride başınızı ağrıtacak büyük yasal ve finansal sorunlara kapı aralayabilir.
Girişimcilerin sermaye ödeme sürecinde en sık düştüğü tuzaklardan biri, ödeme takvimini ciddiye almamaktır. “Nasılsa 24 ay vaktim var” rahatlığıyla hareket etmek, hem sizi yasal olarak sorumlu kılar hem de şirketinizin piyasadaki itibarına zarar verir.
Bu yolculuktaki ilk ve en kritik kararınız, hedeflerinize uygun şirket türünü seçmektir. Aşağıdaki infografik, iş hedeflerinize göre hangi yapının sizin için daha mantıklı olabileceğine dair hızlı ve pratik bir görsel rehber sunuyor.

Bu görsel aslında her şeyi özetliyor: tek başınıza yola çıkıyorsanız şahıs şirketi, ortaklarla büyümeyi hedefliyorsanız limited şirket, büyük oynamak ve yatırım almak istiyorsanız anonim şirket sizin için doğru adres. Vereceğiniz bu karar, sermaye sürecindeki adımlarınızı da doğrudan şekillendirecek. Süreci pürüzsüz atlatmak için dikkat etmeniz gereken birkaç can alıcı nokta var. Bu hatalardan kaçınmak, şirketinizin finansal sağlığını en başından koruma altına alır.
Unutmayın, sermaye borcunu zamanında ödemeyen ortak, şirkete karşı temerrüde düşmüş sayılır. Bunun sonuçları gecikme faizi ödemekten tutun da ortaklıktan çıkarılmaya kadar varabilir. Ciddiye alınması gereken bir konu.
Bu adımlara dikkat ederek şirket kurma sermaye şartı sürecini sorunsuz bir şekilde yönetebilir, işinizin temellerini daha ilk günden sağlam atabilirsiniz.
Şirket kurarken sermaye meselesini en ince detayına kadar konuştuk, ama biliyoruz ki akıllarda hâlâ birkaç pratik soru kalmış olabilir. Bu bölümde, girişimcilerin en çok takıldığı noktalara net ve anlaşılır cevaplar vererek son soru işaretlerini de ortadan kaldıralım.
Evet, kesinlikle! Hatta kullanmalısınız da. Limited şirketlerde artık sermaye blokajı gibi bir zorunluluk yok. Bu da demek oluyor ki, taahhüt ettiğiniz parayı şirketinizi kurduğunuz ilk günden itibaren operasyonel ihtiyaçlarınız için harcayabilirsiniz.
Anonim şirketlerde ise durum biraz farklı işlese de sonuç aynı kapıya çıkıyor. Tescilden önce bankaya yatırdığınız %25‘lik sermaye, şirketiniz resmi olarak tescil edildiği anda serbest kalır ve tamamen sizin kontrolünüze geçer.
Kısacası, bu para sadece kâğıt üzerinde bir rakam değil. Şirketinizin ilk yakıtı. O parayla anında faturalarınızı ödeyebilir, ilk maaşları yatırabilir veya pazarlama çalışmalarına başlayabilirsiniz.
Elbette, bu gayet mümkün. Nakit dışındaki bu tür değerli varlıklara “ayni sermaye” diyoruz. Yalnız burada dikkat etmeniz gereken önemli bir prosedür var: Arabanızın, ofisteki bilgisayarların veya sahip olduğunuz bir gayrimenkulün değerini, mahkemenin atadığı resmi bir bilirkişinin tespit etmesi gerekiyor.
Bu bilirkişi raporu hazırlandıktan sonra, diğer kuruluş belgeleriyle birlikte ticaret siciline sunulur ve böylece varlıklarınız resmi olarak şirket sermayenize eklenmiş olur.
Bu konuyu hafife almamak gerek. Sermaye borcunu taahhüt edilen süre içinde (genellikle 24 ay) ödememek ciddi sonuçlar doğurabilir. Ödeme yapmayan ortak, yasal olarak “temerrüde düşmüş” sayılır ve bu durum, borcuna ek olarak bir de gecikme faizi ödemesi anlamına gelir.
Şirket yönetim kurulu, ödemenin yapılması için yasal yollara başvurabilir. İşler ciddiye binerse, bu süreç ortağın şirketten çıkarılmasına kadar varabilir.
Şirketinizi kurarken hem maliyetlerinizi düşürmek hem de en başından profesyonel bir imaj çizmek için Workon her zaman yanınızda. Sanal ofis çözümlerimizle prestijli bir iş adresine sahip olurken operasyonel yüklerinizi de hafifletebilirsiniz. https://www.workon.com.tr adresini ziyaret ederek işinizi bir sonraki seviyeye taşıyacak esnek ofis çözümlerimizi hemen keşfedin.
Herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçebilirsiniz.




ya da
Formu doldurun, işinizi birlikte büyütelim!