
Basit usulde vergi, belirli şartları taşıyan küçük esnaf ve sanatkârların ticari kazançları için sunulmuş bir vergi istisnasıdır. Bu sistem, küçük işletmelerin karmaşık muhasebe işlemleriyle ve ağır beyanname yükleriyle boğuşmadan kendi işlerine odaklanabilmesini sağlar. Kısacası, daha az bürokrasiyle daha basit bir vergi süreci sunar.
Vergi dünyasını bir yol haritasına benzetirsek, basit usulde gelir vergisi, küçük esnaf ve sanatkârlar için en kestirme ve en düz yoldur. Basit usulde gelir vergisi, küçük esnaf ve sanatkârlar için kısa bir yol sunar. Basit usulde gelir vergisi, küçük işletmecileri karışık muhasebe kayıtlarından, defter tutma zorunluluğundan ve yoğun beyanname trafiğinden kurtarır. Böylece küçük işletmeciler işlerine daha çok zaman ayırabilir. Ben de bu faydayı gördüm.

Basit usul, vergi dünyasının karışık labirentinde yol bulmanıza yardımcı bir pusula gibi. Büyük işletmeler gerçek usulde vergilendirilir. Ancak bu usulu kullananlar için süreç çok daha basit ve anlaşılır. Bu da küçük işletmelerin büyümesine zemin hazırlayan bir destek mekanizması olur.
Basit usul, adı gibi gerçekten çok basit, yani herkes anlayabilir. İşletme bir yıl içinde topladığı para ile harcadığı para arasındaki artı fark, yani ticari kazanç, ortaya çıkar. Ticari kazanç, işletme için bir kazanç demek, yani bir artı. En güzel kısmı, 7338 sayılı Kanun sayesinde ticari kazanç gelir vergisinden muaf. Yani ticari kazanç gelir vergisinden muaf, tamam.
Bu durum, beraberinde şu önemli kolaylıkları getiriyor:
Bu vergilendirme yöntemi sadece bir formalite değil, çok daha fazlasını yapar. Yani, vergilendirme yöntemi sayesinde küçük esnafın maliyetleri azalır, küçük esnaf ayakta kalır ve küçük esnafın rekabet gücü artar. Bu durum, vergilendirme yöntemiyle gelen kritik bir teşvik olur. Bence bu teşvik gerçekten işe yarar.
Kısacası, yani sistem idari yükü hafifletir. Vergi adaletine yardımcı olur. İş sahiplerinin zamanını hesap işleri yerine işlerini büyütmeye yönlendirir. Şöyle ki, yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda olmamak da sistemin en büyük avantajıdır. Gerçekten daha fazla bilgi isterseniz, yıllık gelir vergisi rehberi yazımıza bir göz atabilirsiniz. Sonuçta, basit usul küçük işletmelerin finansal sağlığını korur ve büyümelerini destekleyen bir kalkan gibi çalışır.
Basit usulde gelir vergisi, adından da anlaşılacağı gibi, küçük esnaf ve sanatkârlar için düşünülmüş bir vergi kolaylığı. Ancak bu avantajlı sistemden herkesin faydalanması mümkün değil; belirli şartları sağlamak gerekiyor. Bu sistemi özel bir kulüp gibi düşünebiliriz; içeri girmek için hem genel hem de özel bazı üyelik koşullarını karşılamak şart.
Bu kurallar, işletmenin mali gücünden yaptığı işin türüne kadar pek çok detayı kapsıyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 47. ve 48. maddelerinde tüm detaylarıyla açıklanan bu kriterler, aslında kimin “küçük esnaf” sayılacağını, kimin ise daha kapsamlı olan gerçek usulde vergilendirilmesi gerektiğini net bir çizgiyle ayırıyor. Bu sayede, küçük işletmeler daha az bürokrasiyle uğraşarak işlerine odaklanabiliyor.
Genel şartlar, bu kulübün temel giriş kuralları gibidir. Herkesin, istisnasız uyması gereken, işletmenin yapısıyla ve çalışma şekliyle doğrudan ilgili koşullardır.
Bu üç temel şart, basit bir yöntemin ruhunu oluşturan küçük işletme tanımını güçlendiriyor. Kendi işini kurmak ve maliyetleri en aza indirmek isteyen herkes bu kuralları bilmeli. Şahıs şirketi kurma sürecini merak ediyorsanız, şahıs şirketi nedir ve nasıl kurulur başlıklı yazımız size yol gösterecek.

Eğer genel şartları sağladıysanız, şimdi işletmenizin para durumuna bakıyoruz, yani karnesine. Özel şartlar sadece rakamlarla ilgili; yıllık alım, satım ve hasılat tutarları belli bir limit içinde kalmalı. Bu para sınırları, basit kalmanın belki en dinamik ve en çok dikkat gerektiren kısmı.
Bu rakamsal limitler, yaptığınız işin türüne göre farklılık gösteriyor:
Bu finansal eşikler, işletmenizin küçük ölçekte kalıp kalmadığını görmek için bir ölçüdür. Yani, bu limitleri aşarsanız, bir sonraki yılın başından itibaren gerçek usule geçmek zorundasınız.
Türkiye’de basit usul şartlarını sağlayan on binlerce küçük işletme var. Yani, 2025 yılına göre Türkiye’de basit usule tabi mükellef sayısı 823.038’dir. Bu mükellefler, ticari kazançları Gelir Vergisi Kanunu’na uygun ve belirli bir faaliyet alanına girmeyen işletmelerdir. Basit usul vergilendirilenler yıllık beyanname verme derdinden kurtulmuş olsa da, alış, satış ve gider kayıtlarını üçer aylık dönemlerde Defter-Beyan sistemine girmek zorundadır. Ben de bu konuyu inceledim ve basit usul şartları hakkında daha fazla bilgiye bu kaynaktan ulaşabilirsiniz.
Aşağıdaki tablo, basit usulün genel ve özel şartlarını bir bakışta anlamanıza yardımcı olacak.
Bu tablo, basit usulde vergilendirmeden yararlanmak için gereken genel ve özel şartları net bir şekilde özetlemektedir.
| Şart Kategorisi | Açıklama | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
|---|---|---|
| Genel Şartlar | İşin başında bulunma, kira bedeli limiti ve gerçek usulde mükellef olmama gibi temel koşulları içerir. | Bu şartlardan herhangi birini kaybetmeniz, sizi doğrudan gerçek usule geçirir. Özellikle büyükşehirlerdeki kira limitleri daha yüksektir, buna dikkat! |
| Özel Şartlar | Yıllık alım, satım ve hasılat tutarları gibi finansal limitleri kapsar. | Bu limitler her yıl güncellendiği için yıl sonu hesaplamalarında dikkatli olmak şart. Faaliyet türünüze uygun olan sınırı mutlaka takip etmelisiniz. |
Kısacası, basit usulden faydalanmak için hem temel kurallara uymalı hem de finansal olarak “küçük” kalmalısınız. Bu iki şart setini doğru anlamak ve takip etmek, vergi avantajlarından sorunsuzca yararlanmanızın anahtarıdır.
Basit usul vergi sistemi en çok karıştırılan konuyu içerir: kazancı nasıl buluruz ve vergi süreci nasıl işler? Endişelenmeyin, mantık çok basit. Basit usul vergi sistemi, bir işletmenin yıllık mali kontrolü gibi çalışır. Yıl içinde kasaya giren para ile iş için harcanan para arasındaki farkı bulmak, yani kazancı bulmak ve vergi süreci yürütmek demektir.
Şöyle bir fark var, yani bu, vergilenecek kazancınızı ortaya koyuyor. Tabii, doğru yapabilmek için hangi harcamaların gider, hangilerinin gider olmadığını bilmek çok önemli. En güzel kısmı ise, hesabı bitirdiğinizde devletin sunduğu bir vergi istisnasıyla karşılaşırsınız.
Hesaplamanın başlangıç noktası, bir takvim yılı içinde elde ettiğiniz tüm geliri, yani hasılatı toplamak. Müşterilerinize kestiğiniz faturalar, perakende satış fişleriniz, kısacası işinizden kazandığınız her kuruş bu toplama dahil. Sonraki adım ise bu geliri elde etmek için yaptığınız masrafları, yani giderlerinizi bu toplamdan düşmek.
Peki, hangi harcamaları gider olarak gösterebilirsiniz?
Burada bir detayı, şey, kaçırmamalıyız. Biz, işinizle ilgili olmayan kişisel harcamalar ve bilgisayar, makine gibi demirbaş alımları doğrudan gider olarak kabul etmeyiz.

Görselde de görebileceğin gibi, basit usulde kalmak için yıllık ciro, iş yeri kirası ve faaliyet türü gibi kritik eşikleri geçmemek gerekir. Yıllık ciro, iş yeri kirası ve faaliyet türü aşılmadığında basit usul devam eder. Yıllık ciro, iş yeri kirası ve faaliyet türü her biri, kazancın belirlenmesinde ve vergi sisteminde kalıp kalmayışta kilit rol oynar.
Yıllık gelirden giderleri çıkardınız ve geriye bir rakam kaldı. O rakam sizin safi ticari kazancınızdır. Normalde o rakam üzerinden gelir vergisi alınır. Ama basit usul tam burada devreye girer. 7338 sayılı Kanun’da yapılan düzenleme sayesinde, basit usule tabi mükelleflerin bu ticari kazançları gelir vergisinden tamamen muaf tutulur.
Evet, yanlış duymadınız! Basit bir vergi hesabı aslında sıfır vergi hesabıdır. Ticari kazancınız ne kadar olursa olsun, kazanç üzerinden hiç vergi ödemezsiniz. Hiç vergi, hiç vergi. Sıfır vergi hesabı, küçük esnaf ve girişimciler için can suyu gibi.
Bu istisna sayesinde, vergi beyannamesi vermek zorunda kalmazsınız. Artık sadece gelir ve giderlerinizi üç ayda bir Defter-Beyan Sistemi‘ne kaydedin. Hepsi bu!
Tüm bu anlattıklarımızı basit bir örnekle somutlaştıralım. Bir terzi dükkânınız olduğunu hayal edin:
Şimdi ticari kazancınızı hesaplayalım:
Ticari Kazanç = Toplam Hasılat – Toplam Gider Ticari Kazanç = 180.000 TL – 106.000 TL = 74.000 TL
Eğer başka bir vergi türünde olsaydınız, bu 74.000 TL üzerinden belirli bir oranda gelir vergisi ödemeniz gerekecekti. Ancak basit usuldeki gelir vergisi istisnası sayesinde, bu kazanç için ödeyeceğiniz gelir vergisi tam olarak 0 TL. Bu basit hesaplama bile sistemin küçük işletmelere ne denli büyük bir finansal rahatlık sunduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Gelir vergisi mükellefi olmanın en güzel yanlarından biri, her yıl beyanname hazırlamamak. Ama gelir vergisi mükellefi olarak sorumlulukların hepsi ortadan kalkmaz. Yani vergi işleri hâlâ devam eder. İşte tam da bu aşamada, vergi dünyasının dijital adımı, Defter-Beyan Sistemi sahneye çıkar. Defter-Beyan Sistemi, vergi işlemlerini çevrimiçi hâle getirir. Defter-Beyan Sistemi, tüm beyanname süreçlerini tek bir ekranda toplar, böylece gelir vergisi mükellefi olarak zamandan tasarruf eder ve hataları azaltırsınız. Gelir vergisi mükellefi, Defter-Beyan Sistemi sayesinde işini kolaylaştırır.

Defter-Beyan Sistemi nedir? Bu sistem, esnafın bütün ticari kayıtlarını – gelir ve gider belgelerini – dijital ortamda tutar, arşivler ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) bildirir. Çevrimiçi bir platform olarak eski kağıt defterlerin yerini alır, süreci daha şeffaf ve yönetilebilir hâle getirir. Dijital bir muhasebe asistanı gibi çalışır.
Defter-Beyan Sistemi’ni kullanmak çok kolay. Defter-Beyan Sistemi’ne gelir belgelerini ve gider belgelerini düzenli olarak girersiniz. Defter-Beyan Sistemi’ni açmak için Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi web sitesine girersiniz. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi web sitesinde kullanıcı kodu ve şifrenizle ya da e-Devlet bilgilerinizle Defter-Beyan Sistemi’ne ulaşabilirsiniz.
Sisteme girdiğinizde sizi sade bir arayüz karşılayacak. Bu arayüzden yapmanız gereken temel işlemler şunlar:
Burada önemli bir şey var: Kayıtları belgenin tarihinden sonra 10 gün içinde sisteme girmeniz gerekiyor. Yani kayıtları zamanında girerseniz, kayıtlar her zaman güncel kalır ve son anda koşuşturmazsınız.
Basit usul mükellefleri yıllık beyanname vermese de, tuttukları bu kayıtları GİB’e dönemsel olarak bildirmekle yükümlü. Bildirimler üçer aylık dönemler halinde yapılıyor. Bu da demek oluyor ki, kayıtlarınızı ilgili dönemin sonuna kadar sisteme eksiksiz bir şekilde girmiş olmanız büyük önem taşıyor.
Defter-Beyan Sistemi’ne kayıtları zamanında ve doğru yapmak sadece yasal bir zorunluluk değil. Defter-Beyan Sistemi’ne kayıtları zamanında ve doğru yapmak aynı zamanda işletmenizin finansal durumunu anlık olarak görmenizi sağlar. Defter-Beyan Sistemi, dijital bir düzen sunar ve olası bir vergi incelemesinde elinizi çok rahatlatır.
Şöyle ki, sistem adınıza her belgeyi dijital olarak kaydeder. Böylece fiziksel klasörlerde evrak biriktirme derdinden kurtuluyorsunuz. Yıllar sonra tek bir tıkla kayıtlara ulaşabilirsiniz. İşletmenizi dijitalleştiriyorsanız, e-Fatura başvurusu ve mali mühür rehberi yazımız size uygun.

Bildirim yükümlülüklerini geciktirdiğinizde, tahmin ettiğiniz gibi sıkıntılar çıkabilir. Defter‑Beyan Sistemine kayıtları zamanında ya da eksiksiz girmediğinizde, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen cezalarla karşılaşırsınız. Bu yüzden son tarihleri bir ajandaya not alın, son tarihleri kaçırmayın. Kayıtları düzenli girin, böylece sorunları baştan önlersiniz.
Bu dijital sistemin getirdiği kolaylıklar ve 2021’de basit usul kazançların gelir vergisinden muaf tutulması, Türkiye’de bu kalemden toplanan vergiyi çok az yaptı. Gelir İdaresi Başkanlığı verileri gösteriyor ki, 2022’de 60.977.000 TL olan basit usul gelir vergisi tahsilatı, 2023’te 13.271.000 TL’ye, 2024’te ise 4.422.000 TL’ye düştü. Bu veriler, yani sistemin esnaf üzerindeki vergi yükünü ne kadar hafiflettiğini gösteriyor. 2022-2024 gelir tahminleri hakkındaki bu rapordan daha detaylı ulaşabilirsiniz.
Basit usul, bir işletme için iyi bir başlangıçtır. Ancak zamanla basit usul dar bir gömlek gibi sıkabilir. İşletme büyüdükçe, ciro arttıkça ve yasal düzenlemeler değiştikçe, gerçek usul devreye girer ve işletmeyi bir üst lige taşır. Bu geçiş, küçük bir atölyenin daha düzenli bir fabrikaya dönüşmesi gibi bir örnek sunar. Gerçek usul yeni sorumluluklar getirir. Gerçek usul daha detaylı kurallar getirir.
Ama gözünüz korkmasın. Bu süreç aslında işletmenizin ne kadar sağlıklı büyüdüğünün en net göstergesi. Önemli olan, bu geçişin ne zaman ve hangi şartlarda kaçınılmaz hale geldiğini bilmek ve hazırlıklı olmak.
Basit usulde kalmak için, devletin çizdiği finansal sınırlar içinde kalmalısınız. Devlet, her yıl değerleme oranına göre yıllık alım, satım ve hasılat tutarlarını günceller; yıllık alım, satım ve hasılat tutarları finansal sınırları belirler. Eğer işletmenizin cirosu bir takvim yılı içinde finansal sınırları aşarsa, bir sonraki yılın başından itibaren gerçek usule geçmek zorunlu olur. Gerçek usule geçmek artık bir zorunluluk haline gelir.
Bu limitleri aşmayı bir nevi “mezuniyet” olarak görebilirsiniz. Artık işletmeniz “küçük esnaf” ölçeğini geride bırakmış, daha büyük bir oyuncu olma yolunda ilk adımı atmıştır. Bu yüzden yıl sonu yaklaşırken cironuzu yakından takip etmek, sürpriz bir geçişle karşılaşmamak için hayati önem taşır.
Geçişin tek nedeni ciro artışı değildir. Bazen işletmenizin yapısındaki bir değişiklik de sizi doğrudan gerçek usule yönlendirebilir. Mesela;
Bu durumlar, işletmenizin sadece mali olarak değil, yapısal olarak da büyüdüğünü ve kabuk değiştirdiğini gösterir.
Bazen geçiş, tamamen sizin kontrolünüz dışındaki yasal düzenlemelerle de zorunlu hale gelebilir. Devlet, ekonomik koşullar veya vergi politikaları gereği belirli sektörler, bölgeler veya iş grupları için basit usulün kapsamını daraltabilir.
Yakın zamanda atılan adımlar bu duruma en iyi örnek. Türkiye’de basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kapsamı 2025’ten itibaren ciddi şekilde daraltıldı. Cumhurbaşkanı Kararı ile özellikle nüfusu 30.000‘i geçen büyükşehir ilçelerinde faaliyet gösteren; mal alım-satımı, inşaat, motorlu taşıt tamiri gibi sektörlerde çalışanlar 1 Ocak 2026’dan itibaren gerçek usulde vergilendirilmeye başlayacak. Bu düzenlemenin detaylarını KPMG Vergi’nin ilgili bülteninden inceleyebilirsiniz.
Kararlar binlerce mükellefi aynı anda etkiler. Kararlar geçiş sürecine hazırlıklı olmayı bir seçenek değil, bir zorunluluk haline getirir.
Gerçek usule geçmek, yani sadece bir statü değişikliği demek değil, şey. Gerçek usul yeni ve daha detaylı yükümlülükler getiriyor. Bu yeni döneme ayak uydurmak için bilmeniz gereken temel sorumluluklar şunlardır:
Geçiş, işletmenizin mali disiplinini ve kayıt düzenini bir üst seviyeye taşımanızı gerektirir. Yani, işletmenizin mali disiplinini ve kayıt düzenini geliştirmek gerekir. Süreci sorunsuz yönetmek, cezalardan kaçınmak da önemli. Aşama, bir mali müşavirle çalışmak, süreci sorunsuz yönetmek ve cezalardan kaçınmak için en doğru adımdır. Mali müşavirle çalışmak, geçiş hedeflerine ulaşmak için gerçekten doğru bir seçim.
Basit usulde gelir vergisi sistemi, küçük ölçekli işletmelerin ve çiçeği burnunda girişimcilerin omuzlarındaki finansal yükü hafifleten, tabiri caizse bir can simididir. Bu sistemin sunduğu kolaylıklardan sonuna kadar faydalanmak, sadece yasal bir zorunluluğu yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda işinizi çok daha sağlam temeller üzerine oturtmanızı sağlar. Vergi süreçlerini akıllıca yöneterek hem cebinizden daha az para çıkmasını sağlayabilir hem de operasyonel olarak daha verimli hale gelebilirsiniz.
Şimdi bu yolda atılacak en temel adım, işinizle ilgili yaptığınız tüm harcamaları eksiksiz belgelemek. Unutmayın, basit usulde ticari kazanç, toplam gelirden belgeli giderleri düşerek hesaplanır. Yani belgesi olmayan her masraf, kârınızdan kendi isteğinizle vazgeçmek demektir. Fatura, fiş, perakende satış vesikası gibi belgeleri biriktirmek bir alışkanlık haline gelmeli. Bu belgeleri düzenli olarak Defter-Beyan Sistemi’ne işlemek de şart. Sonuçta yıl sonunda doğru vergi matrahına ulaşmak, bu adımları izlemekle mümkün olur.
Gider takibi, bir işletmenin para akışını izlemek gibidir. Gider takibi sadece vergi avantajı getirmez, aynı zamanda paranızın nereye gittiğini net gösterir. Gider takibiyle işletmenizin mali sağlığını korursunuz ve vergi avantajını kaçırmazsınız. Şimdi adımları izleyin:
Yeni bir iş kurarken, fiziksel bir ofis tutmak bütçeyi zorlar. Bütçe zor. Ben bir girişimciyim, fiziksel bir ofis tutmak bütçeyi zorladı. Yasal bir iş adresi gösterme zorunluluğu, yeni bir iş için büyük bir kira ve büyük bir depozito demektir. Pek çok girişimci, yeni bir iş için büyük bir kira ve büyük bir depozito öder. Modern çözümler var; Modern ve bütçe dostu yollar, ofis kiralamak yerine sanal ofis ya da ortak çalışma alanı gibi seçenekler sunar. Modern ve bütçe dostu yollar, bütçeyi korur ve iş adresi sorununu çözer.
Sanal ofis hizmetleri sadece yasal bir adres verir. Yani aslında sanal ofis hizmetleri aynı zamanda stopaj avantajı da sağlar. Fiziksel bir dükkan ya da fiziksel bir ofis kiraladığınızda brüt kira üzerinden devlete stopaj ödemek zorundasınız. Ama sanal ofis hizmetleri bir mülk kiralama değil, bir hizmet alımıdır. Sanal ofis hizmetleri size fatura keser. Dolayısıyla sanal ofis hizmetleri sayesinde stopaj ödeme yükümlülüğü tamamen ortadan kalkar.
Durum, doğrudan maliyetleri düşürür ve nakit akışını rahatlatır, çok önemli bir detaydır. Üstelik, Workon gibi profesyonel hizmet sunan firmalar, İstanbul’un en prestijli lokasyonlarında yasal bir iş adresi sağlar. İş yasal bir gerekliliği yerine getirir, aynı zamanda marka daha kurumsal bir kimlik kazanır ve müşterilerin gözünde güvenilirlik artar. Posta ve kargo karşılaması gibi ek hizmetler, tamamen işe odaklanmayı sağlar. Şirket vergisel avantajları tamamen kullanır, operasyonel yük hafifler ve enerji iş büyütmeye yönlendirir.
Basit usul, küçük esnaf ve sanatkâr için vergi dünyasının en pratik kapılarından biri. Ancak her pratik çözümde olduğu gibi, uygulamada bazı soru işaretleri doğabiliyor. “Acaba KDV ödeyecek miyim?”, “Yanımda birini çalıştırırsam basit usul hakkım yanar mı?” veya “Hem dükkândan hem de kiradan gelirim var, ne yapmalıyım?” gibi sorular sıkça karşımıza çıkıyor.
Biz bu bölümde en çok merak edilen konulara net ve anlaşılır cevaplar veriyoruz. Cevaplar soruların yanıtı olur ve tüm soru işaretleri ortadan kalkar. Amacımız, vergi süreçlerinizi daha bilinçli ve stressiz yönetmenize yardımcı olmaktır.
Cevap net: Hayır, ödenmez. Basit usule tabi mükelleflerin mal teslimleri ve hizmet sunumları Katma Değer Vergisi’nden (KDV) muaftır. Bu, basit usulün en büyük finansal avantajlarından biridir. Sizi her ay KDV beyannamesi hazırlama ve ödeme derdinden kurtarır.
Bu durumun pratikteki karşılığı şu. Müşteriye ürün satarken ya da hizmet verirken Katma Değer Vergisi’ni hesaplarsınız, bu yüzden faturaya Katma Değer Vergisi eklemezsiniz. Ama bir de başka bir yönü var. Mal ya da hizmet alırken ödediğiniz Katma Değer Vergisi’ni indirim olarak gösteremezsiniz. Ödediğiniz Katma Değer Vergisi’ni doğrudan gider olarak Defter-Beyan Sistemi’ne kaydedersiniz.
Evet, kalabilirsiniz. İşçi çalıştırmak, Gelir Vergisi Kanunu’nda basit usulden yararlanma şartlarını ihlal eden bir durum değildir. İşletmenizi büyütmek, yanınıza bir veya daha fazla yardımcı almak basit usuldeki konumunuzu etkilemez.
Ancak bu durumun size bazı ek sorumluluklar getireceğini unutmamak gerek. Çalışanınız için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) sigorta primlerini düzenli ödemeniz ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermeniz gerekir. Bu yükümlülükleri zamanında yerine getirdiğiniz sürece, basit usulün vergi avantajlarından faydalanmaya devam edersiniz.
Bu durum aslında oldukça yaygın ve çözümü de basit: İki gelir türünü tamamen ayrı düşünmek gerekiyor. Biri elma, diğeri armut.
Unutmayın, basit usuldeki ticari kazanç zaten gelir vergisinden muaf. Yani, basit usuldeki ticari kazanç için yıllık beyanname vermeniz gerekmez. Tek yapmanız gereken şey, basit usuldeki ticari kazancın gelir ve giderlerini Defter‑Beyan Sistemi’ne düzenli olarak kaydetmek.
Kira geliriniz ise Gayrimenkul Sermaye İradı (GMSİ) olarak geçer. Eğer bu kira geliriniz, o yıl için belirlenen istisna tutarını aşıyorsa, ticari kazancınızdan tamamen bağımsız olarak, sadece bu kira geliri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeniz gerekir. Kısacası, iki gelir türü birbirinin vergi sistemini etkilemez; her biri kendi kurallarına göre değerlendirilir.
İşinizi kurarken yasal adres gösterme zorunluluğunu en düşük maliyetle ve en prestijli şekilde çözmek ister misiniz? Workon tarafından sunulan sanal ofis hizmetleri, sizi yüksek kira ve stopaj maliyetlerinden kurtararak işinize odaklanmanızı sağlar. Profesyonel bir başlangıç yapmak ve esnek ofis çözümlerinden faydalanmak için https://www.workon.com.tr adresini ziyaret edin.
Herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçebilirsiniz.




ya da
Formu doldurun, işinizi birlikte büyütelim!